Tom her sabah düşünüp taşınırdı.
- Tom used to meditate every morning.
Düşünmeye çalışıyorum.
- I'm trying to meditate.
Çocukluğum boyunca sık sık çevremizi gözlemlemek ve meditasyon yapmak için buraya geldim.
- During my childhood, I often came here to observe the surroundings and meditate.
Benim bir farkındalık meditasyonu uygulamam var.
- I have a mindfulness meditation practice.
O Zen meditasyonuna oturdu.
- He sat in Zen meditation.