Ben ona tamamen kayıtsız değilim.
- I'm totally indifferent to it.
Politikaya kayıtsız görünüyor.
- He seems to be indifferent to politics.
Jiro giyim hakkında ilgisiz.
- Jiro is indifferent about clothing.
Polis konuya ilgisizdi.
- The police were indifferent to the matter.