Hayat aldığımız nefes sayısıyla ölçülmez fakat nefesimizi kesen anlarla ölçülür.
- Life is not measured by the number of breaths we take, but by the moments that take our breath away.
Depremler nasıl ölçülür?
- How are earthquakes measured?
Şu ana kadar ölçülen en küçük mesafe nedir?
- What is the smallest distance ever measured?
Yatağın uzunluğunu ölçtü.
- He measured the length of the bed.
Nehrin derinliğini ölçtük.
- We measured the depth of the river.
Biz senin kan basıncını ölçmek istiyoruz.
- We want to measure your blood pressure.
Birçok astronom çeşitli farklı teknikler kullanarak Hubble sabitini ölçmek için çok çalışıyor.
- Many astronomers are working hard to measure the Hubble constant using a variety of different techniques.
Yangın yetersiz tedbirlerle önlenemez.
- Fire cannot be prevented by half measures.
Önleyici tedbirler gerçek tedaviden çok daha etkilidir.
- Preventive measures are much more effective than the actual treatment.
O etkin önlemler alamadı.
- He could not take effective measures.
Böylesine önlemler gerekli değildi.
- Such measures were not necessary.
Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
- Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
Zamanın ölçüsü nedir?
- What are the measures of time?
O sadece beklenen kriterlere uymuyor.
- He just doesn't measure up.
Biz öğrencilerin giriş sınavındaki başarılarından büyük ölçüde sorumluyuz.
- We are, in large measure, responsible for students' success in the entrance exam.
Yatağın uzunluğunu ölçtü.
- He measured the length of the bed.
Enflasyonun başka dönemini önlemek için bir önlem olarak, bizim hükümet faiz oranlarını yükseltti.
- As a measure to prevent another period of inflation, our government has jacked up interest rates.
Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz.
- You can use a psychrometer to measure relative humidity.
Acre bir ölçü birimidir; Akra, Gana'nın başkentidir ve Acre, bir Brezilya eyaletidir.
- An acre is a unit of measurement; Accra, the capital of Ghana, and Acre, a Brazilian state.
Tom, inatçı olmasına rağmen, büyük fıçı ölçü birimi yerine, mantıklı olan metrik sistemi değiştirmeyi reddediyordu.
- Tom, stubborn as he was, refused to change to the sensible metric system, preferring to measure volume in hogsheads instead.
Harvard'ın bilim adamları, çocuk sahibi olan veya olmayan 58 bekâr ve evli erkek tükürüğündeki erkek hormon miktarını ölçtü.
- Harvard scientists have measured the amount of male hormone in the saliva of 58 single and married men with or without children.
Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
- The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
Ölçümler hassas olmalı.
- The measurements must be precise.
Kesin ölçümler gerekli.
- Precise measurements are needed.
Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
- The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
He argued in measured tones.
He ran over a measured mile.
He took drastic measures to halt inflation.
Can we this quote? The unwise man never knows the measure of his stomach. — from the Hávamál.
... measured by the age of the head on utilities services and healthcare. Utilities are the ...