Jack bu sefer kesin başaracak.
- Jack is bound to succeed this time.
Tom bu sefer doları yene çevirmemenin daha iyi olacağını düşünüyor.
- Tom thinks it would be better not to change dollars into yen at this time.
Bu kez onu deneyeceğim.
- This time I'll try it.
Bu kez Tom'a yardım edip edemeyeceğimizi bilmiyorum.
- I don't know if we can help Tom this time.
Bu defa gitmesine izin vereceğim.
- I'll let it go this time.
Bu defa hatalı olan benim gibi görünüyor.
- This time, it looks like it is me who is wrong.
O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
- At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
- By that time I'll have already left.
this time last year.
... It was a terrorist attack and it took a long time for that to be told to the American people. ...
... But that was maybe 10% of the time. ...