Yarın belki yağmur yağacak.
- It will rain perhaps tomorrow.
Belki iki saat boyunca ders çalıştım.
- I studied for perhaps two hours.
Muhtemelen sadece bir tesadüftür.
- Perhaps it's just a coincidence.
Ona kim söyledi? Sen değil, muhtemelen?
- Who told him? Not you, perhaps?
Bir ihtimal bunu benim için çevirir misin?
- Could you perhaps translate that for me?