Belki öğleden sonra yağmur yağacak.
- Perhaps it will rain in the afternoon.
Belki iki saat boyunca ders çalıştım.
- I studied for perhaps two hours.
Muhtemelen Tom'un onu yapmaması gerekir.
- Perhaps Tom shouldn't do that.
Ona kim söyledi? Sen değil, muhtemelen?
- Who told him? Not you, perhaps?
Bir ihtimal bunu benim için çevirir misin?
- Could you perhaps translate that for me?