Your blues are just like mine.
The marched in their dress blues.
In 1853, the first blue jeans came out.
- İlk mavi kotlar1853'te piyasaya çıktı.
The sky today is blue, without a cloud.
- Gök bugün mavi, bulutsuz.
These are the bluest blueberries I have ever seen. They're almost unnaturally blue.
- Bunlar şimdiye kadar gördüğüm en mavi yaban mersinidir. Onlar neredeyse doğal olmayan mavidir.
Tom wore a dark blue suit.
- Tom koyu mavi bir takım elbise giydi.
Tom noticed a dark blue car parked outside.
- Tom dışarıda park etmiş koyu mavi bir araba fark etti.