Tom kir ve pislikle kaplı.
- Tom is covered in dirt and grime.
Tom pislikte oynamayı sever.
- Tom likes to play in the dirt.
Sabun kiri çıkarmaya yardım eder.
- Soap helps remove the dirt.
Kirli ev, kirli zemin.
- Dirty house, dirty floor.
Ebeveynleri çok fakirdi ve oğullarını üniversiteye göndermeyi göze alamadılar.
- His parents were dirt-poor and could not afford to send their son to college.
Tom bir şeyin uygunsuz olduğunu fark etti.
- Tom's noticed something was out of place.
Bu büyük kanepe küçük bir odada uygunsuz olurdu.
- This large sofa would be out of place in a small room.
Park caddesi toprak bir yoldu.
- Park Street used to be a dirt road.
Çocuklar çamurda oynuyordu.
- The children were playing in the dirt.
Onun tenkitleri yersizdi.
- His criticisms were out of place.
Ben buraya uygun değilim.
- I'm out of place here.
Amongst all those horsey people I felt quite out of place.