Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Tom'la aranız iyi mi?
- Are you on good terms with Tom?
Tom'un Mary ile arası iyidir.
- Tom is on good terms with Mary.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
O koşulları kabul eder misin?
- Would you accept those terms?
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.