Bütün malzemeleri toparladık.
- We got all the materials together.
Malzemeleri Malezya'dan alırız.
- We get the materials from Malaysia.
İnşaat malzemeleri şimdi pahalıdır.
- Building materials are expensive now.
Bir vinç ağır inşaat malzemelerini kaldırır.
- A crane raises heavy construction materials.
Japonya yurt dışından çeşitli ham maddeleri ithal eder.
- Japan imports various raw materials from abroad.
Japonya ham maddelerinin çoğunu ithal etmek zorunda.
- Japan has to import most of its raw materials.
Malzemeleri Malezya'dan alırız.
- We get the materials from Malaysia.
Bu malzeme kolayca esner.
- This material stretches easily.
Onlar ona hem maddi hem de manevi destek verdiler.
- They gave him both material and spiritual support.
Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.
- Everyone has the right to the protection of the moral and material interests resulting from any scientific, literary or artistic production of which he is the author.
Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim.
- This was a translation of copyrighted material, so I deleted it since copyright owners have the right to control derivative works.
Bir kitap için materyal topluyor.
- She is collecting material for a book.
Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
- I want a suit made of this material.
Kaba kumaş çocuğun nazik cildini incitti.
- The rough material hurt the child's tender skin.
Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.
- Japan imports various raw materials from abroad.
Malzeme koşulları son derece önemlidir.
- Material conditions are extremely important.
İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
- After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
Antik dönem Gnostikleri maddesel dünyanın içkin olarak kötücül olduğuna inanıyorlardı.
- The ancient Gnostics believed that this material world was innately malevolent.
Çok fazla maddecilikle büyüdün ve şimdi komşularını kıskanıyorsun.
- You grew up with too much materialism, and now you envy your neighbours.
Senin gerçekliğe bakışın fazla maddeci.
- Your view of reality is too materialistic.
Bir kitap yazmak için henüz gerekli malzemeleri toplamadım.
- I have not yet collected sufficient materials to write a book.
Japonya, Çin'den hammadde ithal eder ve Çin'e hazır ürün ihraç eder.
- Japan imports raw materials from China and exports finished products to it.
Asphalt, composed of oil and sand, is a widely used material for roads.
With fresh material, taxonomic conclusions are leavened by recognition that the material examined reflects the site it occupied; a herbarium packet gives one only a small fraction of the data desirable for sound conclusions. Herbarium material does not, indeed, allow one to extrapolate safely: what you see is what you get.
Joe Manchin is a great governor, and I also believe he is presidential material.
Don't let material concerns get in the way of living a good life.
We were a warm-up act at the time; we didn't have enough original material to headline.
... implementation or the materials were faulty, he ...
... Finally there are enough materials gathered ...