Senden elli dolar ödünç almak istiyorum.
- I'd like to borrow fifty dollars from you.
Senden elli dolar ödünç almak istiyorum.
- I would like to borrow fifty dollars from you.
Bu sözcük Fransızcadan alıntı yapılmıştır.
- This word was borrowed from French.
Borçlanmaktan nefret ediyorum.
- I hate borrowing money.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
- Mary does not let her sister borrow her clothes.
Para almanın bir yolu onu ödünç almaktı.
- One way to get money was to borrow it.
Arabanı ödünç alabilir miyim?
- Can I borrow your car?
Arabanı ödünç alabilir miyim?
- Could I borrow your car?
Borçlanmaktan nefret ediyorum.
- I hate borrowing money.
Araba almak için borç almak zorunda kaldım.
- I had to borrow money to purchase the car.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
- Mary does not let her sister borrow her clothes.
Arabanı ödünç alabilir miyim?
- Could I borrow your car?
Para almanın bir yolu onu ödünç almaktı.
- One way to get money was to borrow it.
O, babasına yardımcı olmak için değil ama ondan ödünç para almak için gitti.
- He went not to help his father but to borrow money from him.