At first, they were all convinced he was innocent.
- İlk başta, onların hepsi onun masum olduğuna ikna oldular.
These people are anything but innocent.
- Bu insanlar masum olmaktan başka bir şey değiller.
If my parents punished me for something I didn't do, I would tell them the truth and try to convince them of my innocence.
- Eğer yapmadığım bir şey için ailem beni cezalandırdıysa , onlara doğruları söylerdim ve benim masumiyetle ilgili onları ikna etmeye çalışırdım.
You must not take advantage of her innocence.
- Onun masumiyetinden yararlanmamalısın.
In the light of this fact, it is clear that he is innocent.
- Bu gerçeğin ışığında, onun masum olduğu açıktır.