O, inanılmaz bir hikaye.
- That's an incredible story.
Tom inanılmaz şekilde.
- Tom is in incredible shape.
Harika bir iş yaptın.
- You did an incredible job.
Onun olağanüstü olduğunu düşündüm.
- I thought it was incredible.
O hikaye gerçek olmak için çok olağanüstü.
- That story is too incredible to be true.