Birçok Asyalının ortak dili İngilizce'dir.
- The common language of many Asians is English.
John birçok şişe şarap içti.
- John drank many bottles of wine.
Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
- The accident has caused many deaths.
Konserde çok fazla kişi vardı.
- There were too many people at the concert.
Takuboku'nun şiirlerini bir çoğunu ezbere öğrendim.
- I learned many of Takuboku's poems by heart.
Gemide bir yığın fare var.
- There are many rats on the ship.
O bir yığın dil konuşmaz.
- She does not speak many languages.
Akvaryumda bir hayli nadir balık var.
- There are many rare fish at the aquarium.
Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.
- A grasshopper and many ants lived in a field.
Bu kabilenin atasal ayinlerinin çoğu zamanla kaybedilmiştir.
- Many of the ancestral rites of this tribe have been lost over time.
Onların birçoğu acıydı.
- Many of them were bitter.
Birçoğu sömürgecilik altında uzun süre baskı ve zorluktan çekti.
- Many have long suffered oppression and hardship under colonialism.
O otobüs günde kaç kez çalışır?
- How many times a day does that bus run?
Kaç tane çocuğun var?
- How many kids do you have?
Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti.
- The coach called off the game because many of the players were down with the flu.
Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.
- There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.
Tom adlı kaç tane çocuk, sizin sınıfınızdadır?
- How many kids named Tom are in your class?
Tom adlı kaç kişiyi tanıyorsun?
- How many people do you know named Tom?
Bir köpeğin kaç bacağı vardır?
- How many legs does a dog have?
Birçok köpek sahipleri köpeklerini sadece günde bir kez beslerler.
- Many dog owners only feed their dogs once a day.
Many are called, but few are chosen.
A great many do not understand this.
... How many of you have seen it? ...
... many more partners joining our journey. ...