Birçok Asyalının ortak dili İngilizce'dir.
- The common language of many Asians is English.
John birçok şişe şarap içti.
- John drank many bottles of wine.
Endonezya çok fazla adadan ve iki yarımadadan oluşur.
- Indonesia consists of many islands and two peninsulas.
Politik dünyada pek çok düşmanı var.
- He has many enemies in the political world.
Takuboku'nun şiirlerini bir çoğunu ezbere öğrendim.
- I learned many of Takuboku's poems by heart.
O bir yığın dil konuşmaz.
- She does not speak many languages.
Gemide bir yığın fare var.
- There are many rats on the ship.
O, bu sabah bir hayli mektup aldı.
- He received a good many letters this morning.
Akvaryumda bir hayli nadir balık var.
- There are many rare fish at the aquarium.
Bu kabilenin atasal ayinlerinin çoğu zamanla kaybedilmiştir.
- Many of the ancestral rites of this tribe have been lost over time.
Onların birçoğu acıydı.
- Many of them were bitter.
İnsanların birçoğu öldü.
- Many of the people died.
Otobüs her gün kaç kez çalışır?
- How many times does the bus run each day?
Kaç tane dolma kalemin var?
- How many pens do you have?
Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.
- There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.
Çoğu hastalık yoksulluktan sonuçlanır.
- Many diseases result from poverty.
Tom adlı kaç tane çocuk, sizin sınıfınızdadır?
- How many kids named Tom are in your class?
Tom adlı kaç kişiyi tanıyorsun?
- How many people do you know named Tom?
Köpeklerin çoğu yaşıyor.
- Many of the dogs are alive.
Bu şehirde birçok köprü vardır.
- There are many bridges in this city.
Many are called, but few are chosen.
A great many do not understand this.
... I look forward to talking with many of you over the next ...
... new pope moment because Canadians quite traditional in many of them prefer the ...