Bu el yazısı okunaksız.
- This manuscript is illegible.
Yayın yönetmeni el yazısı kitaba baktı.
- The editor glanced over the manuscript.
O, yeni oyununun el yazmasını bana gösterdi.
- He showed me the manuscript of his new play.
Bu eski bir el yazması.
- It is an old manuscript.
1935'de bir yazar, annesi tarafından sağlanan fonla bir şiir kitabı yayımlattı. İthaf yazısında, onun kitap müsveddesini kabul etmeyen tüm editörlere teşekkür etti.
- In 1935 a writer published a book of poetry with funds provided by his mother. In the dedication he thanked all the editors who had rejected his manuscript.
Müsveddeme hızla göz attı.
- He quickly scanned my manuscript.
Tom el yazmamın hatalarını düzeltti.
- Tom proofread my manuscript.
Bu eski bir el yazması.
- It is an old manuscript.
Bu eski bir el yazması.
- It is an old manuscript.
O, yeni oyununun el yazmasını bana gösterdi.
- He showed me the manuscript of his new play.
Taslak elle yazılmıştı.
- The manuscript had been written out by hand.
Doctor James Mortimer cebimde bir el yazması metin var dedi.
- I have a manuscript in my pocket, Doctor James Mortimer said.
... and read ancient Hebrew manuscripts. ...