Kaç kişi ona hatalı olduğunu söylerse söylesin, Tom hâlâ haklı olduğu konusunda israr ediyor.
- No matter how many people tell him he made a mistake, Tom still insists he's right.
Hepiniz hatalısınız gibi görünüyor.
- It appears that you are all mistaken.
Hatalar yapmaktan korkmayın.
- Don't be afraid of making mistakes.
Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
- Tom worries about making mistakes at work.
Hatalar yapmak her zaman yanlış değildir.
- To make mistakes is not always wrong.
Yanlışlıkla onun şemsiyesini aldım.
- I took his umbrella by mistake.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
- Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.
- I put my gloves on inside out by mistake.
Tom Fransızcayı o kadar kötü konuşuyor ki çoğunlukla yanlış anlaşılıyor.
- Tom speaks French so badly that he is often misunderstood.
Hava dün çok kötüydü.
- The weather was miserable yesterday.