Annem dikiş işleriyle meşguldü.
- Mom was busy with her sewing.
Annem İngilizce'yi çok iyi konuşamaz.
- My mom doesn't speak English very well.
Annem bana anahtarlarını ödünç vermek zorunda kaldı.
- My mom had to lend me her keys.
Bir şey yapmak için son ana kadar beklemeyi sevmez.
- He doesn't like to wait until the last moment to do something.
I wish Mom and Dad didn't argue so much.