malice; ill will; spite

listen to the pronunciation of malice; ill will; spite
Englisch - Türkisch

Definition von malice; ill will; spite im Englisch Türkisch wörterbuch

envy
kıskanç

Kıskançlık, Amerikan yaşamının ana gerçeğidir. - Envy is the central fact of American life.

Kıskanç ölür ama kıskançlık asla ölmez. - The envious die, but envy never does.

envy
hasetlenmek
envy
çekemezlik
envy
gıpta edilen kimse veya şey
envy
imrenti
envy
{f} gıpta etmek
envy
{f} gözü kalmak
envy
{f} çekememek
envy
{i} haset

Haset etmek günahtır. - To feel envy is a sin.

envy
{i} gıpta
envy
{i} gıpta edilen şey
envy
imren

Kıskançlık imrenme ile aynı değildir. İkisini karıştırmayın. Bir fark var. - Jealousy is not the same as envy. Do not confuse the two. There is a difference.

Bir yandan da ona imreniyorum; tam olarak ne istediğini biliyor ve onu elde etmekten çekinmiyor. - In some ways, I envy him; he knows exactly what he wants and he's not afraid to take it.

envy
{f} kıskan

O, arkadaşlarını kıskanıyordu. - He was the envy of his friends.

İyi şanslarından dolayı diğerlerini kıskanma. - Don't envy others for their good luck.

envy
imrenmek
envy
kıskançlık

Kıskançlık, Amerikan yaşamının ana gerçeğidir. - Envy is the central fact of American life.

Kıskançlık yedi ölümcül günahtan biridir. - Envy is one of the seven deadly sins.

envy
çekememezlik
envy
{f} kıskanmak
Englisch - Englisch
envy
malice; ill will; spite
Favoriten