Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor.
- Many people worry about paying their bills.
Faturayı ödemediği için suyu kestiler.
- They shut his water off because he didn't pay the bill.
Senet tutarı 500 dolar.
- The bill amounts to 500 dollars.
Bu senetin vadesi geçmiş.
- This bill is long past due.
Hesap üç bin dolar tuttu.
- The bill added up to three thousand dollars.
Hesap bugün ödenmelidir.
- The bill must be paid today.
Tom caddede yüz dolarlık kağıt para buldu.
- Tom found a hundred dollar bill on the street.
İnsan hakları beyannamesi ABD Anayasasını değiştirdi.
- The Bill of Rights amended the U.S. Constitution.
Bu bin yenlik banknotu bozabilir misin?
- Can you break this thousand-yen bill?
Beş dolarlık bir banknot bozabilir misin?
- Can you change a five-dollar bill?
Komite tasarıyı kabul etti.
- The committee passed the bill.
Başkan yasa tasarısını veto etti fakat Kongre onun vetosunu geçersiz kıldı.
- The President vetoed the bill, but Congress overrode his veto.
Tom, duvara bir poster yapıştırıyor.
- Tom is sticking a bill on the wall.