She knows how to make up.
- Makyaj yapmayı bilir.
Did you guys make up?
- Siz arkadaşlar makyaj yaptınız mı?
I think Mary is too young to wear makeup.
- Bence Mary makyaj yapmak için çok genç.
She wears heavy makeup.
- O, koyu makyaj yapar.
Mary took a little mirror out of her purse and checked her hair and make-up.
- Mary çantasından küçük bir ayna çıkardı ve saçını ve makyajını kontrol etti.
A little make-up worked wonders with her.
- Birazcık makyaj onda harikalar yarattı.
Do you want me to paint you?
- Sana makyaj yapmamı ister misin?
He had his wife painted.
- O, karısına makyaj yaptırdı.
I have to dry my hair, put on makeup and get dressed.
- Saçımı kurulamak, makyaj yapmak ve giyinmek zorundayım.