making a fair equivalent of repaying or compensating

listen to the pronunciation of making a fair equivalent of repaying or compensating
Englisch - Türkisch

Definition von making a fair equivalent of repaying or compensating im Englisch Türkisch wörterbuch

worth
değer

Bu konu tartışılmaya değer. - That topic is worth discussing.

Bu sorun tartışılmaya değer. - This problem is worth discussing.

worth
değmek
worth
sahibi
worth
değerli

O, senin ne kadar değerli olduğunla ilgili değil fakat sana sahip oldukları için ne kadar ödeyecekleri ile ilgilidir. - It's not about how much you're worth, but how much they are going to pay for having you.

Bunun ne kadar değerli olduğunu düşünüyorsun? - How much do you think this is worth?

worth
kadir
worth
{s} değerinde

Yeni evrak sistemi 4.000$ değerinde. - The new document system is worth $4,000.

Cannes'daki Carlton otelinden 40 milyon euro değerinde mücevherler çalındı. - Jewels worth €40-million were stolen in Cannes from the Carlton hotel.

worth
{i} kıymet, değer: It's of very little worth. Kıymeti pek az. Give me five hundred thousand liras' worth of cheese. Bana beş yüz bin liralık
worth
{i} değerli şey
worth
{s} layık

Bu kitap övgüye layık. - This book is worthy of praise.

Mary güveninize layık değildi. - Mary was not worthy of your trust.

worth
(sıfat) değer, layık, bedel, değerinde
worth
(isim) değer, bedel, değerli şey
Englisch - Englisch
worth
making a fair equivalent of repaying or compensating

    Silbentrennung

    mak·ing a fair e·qui·va·lent of repaying or com·pen·sat·ing

    Türkische aussprache

    meykîng ı fer îkwîvılınt ıv ripeyîng ır kämpınseytîng

    Aussprache

    /ˈmākəɴɢ ə ˈfer əˈkwəvələnt əv rēˈpāəɴɢ ər ˈkämpənˌsātəɴɢ/ /ˈmeɪkɪŋ ə ˈfɛr ɪˈkwɪvələnt əv riːˈpeɪɪŋ ɜr ˈkɑːmpənˌseɪtɪŋ/
Favoriten