Nasıl böyle kusursuz Almanca konuşabiliyorsun?
- How can you speak such flawless German?
Kusursuz hassasiyet, ölçümde gereklidir.
- Flawless precision is required in the measurements.
Tom mükemmel Japonca konuşur.
- Tom speaks flawless Japanese.
Oda kusursuz durumda.
- The room is in immaculate order.
Bu yer gerçekten tertemiz.
- This place really is immaculate.