Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.
- One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.
Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
- Before that, we had better make sure of the fact.
Ben zamandan emin olmak istiyorum.
- I'd like to make sure of the time.
Tom Mary'nin iyi zaman geçirdiğinden emin olmak için zahmete katlandı.
- Tom went out of his way to make sure Mary had a good time.