make bitter

listen to the pronunciation of make bitter
Englisch - Türkisch
acılaştır
acıtmak
bitter
{s} keskin

Keskin olarak soğuktu. - It was bitterly cold.

bitter
amansız
bitter
çorak
bitter
bira
bitter
acı bira
bitter
sert

Tom hayattan bıkmış sert yaşlı bir adamdı. - Tom was a bitter old man who was sick of life.

Tom, Mary'nin sert olmadığını söyledi. - Tom said that Mary wasn't bitter.

bitter
(soğuk/rüzgâr/vb.) sert
bitter
a bitter pill yenilir yutulur cinsten olmayan durum
bitter
kötü

Kötü bir öksürüğüm vardı, bu yüzden acı reçete aldım. - I had a bad cough, so I took the bitter medicine.

bitter
keskin/acı
bitter
bitterishacımsı
bitter
ölünceye kadar
bitter
acı keskin
bitter
{s} şekersiz, acı, bitter (çikolata)
bitter
(isim) acılık, keskinlik
bitter
{s} yakıcı
bitter
{s} şiddetli

Onlar şiddetli düşmanlar. - They are bitter enemies.

Ben şiddetli bir hayal kırıklığına uğradım. - I was bitterly disappointed.

bitter
{i} keskinlik
bitter
bitternessacılık
Englisch - Englisch
{f} bitter
bitter
make bitter

    Silbentrennung

    make bit·ter

    Türkische aussprache

    meyk bîtır

    Aussprache

    /ˈmāk ˈbətər/ /ˈmeɪk ˈbɪtɜr/
Favoriten