make angry; irritate

listen to the pronunciation of make angry; irritate
Englisch - Türkisch

Definition von make angry; irritate im Englisch Türkisch wörterbuch

anger
{f} kızdırmak

Seni kızdırmak istemiyorum. - I don't wish to anger you.

anger
öfke

Onun sesi öfkeden titriyordu. - Her voice was quivering with anger.

O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi. - He recoiled before his master's anger.

anger
hiddet
anger
{i} kızgınlık

Yüzündeki kızgınlık belirgindi. - The anger in her face was unmistakeable.

Sevgi kızgınlıktan iyidir. Umut korkudan iyidir. - Love is better than anger. Hope is better than fear.

anger
{f} sinirlendirmek
anger
{i} dargınlık
anger
öfkelendir
anger
{i} hırs
anger
{f} öfkelendirmek
anger
{f} kızdır

Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı. - The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.

Onu kızdırmamaya çalış. - Try not to anger him.

anger
dargınlık darıltmak
anger
(fiil) kızdırmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek, darıltmak
anger
{i} kızma

Kızmak için nedenin yok. - You have no cause for anger.

Englisch - Englisch
{f} anger
make angry; irritate
Favoriten