Dünyayı kandırmak istediğinizde doğruyu söyleyin.
- When you want to fool the world, tell the truth.
Maskaralık etmeyi bırak.
- Stop playing the fool.
Mark'ın maskaralığı zaten Rosa'yı hasta ediyor.
- Mark's foolery is already making Rosa sick.
Tom kendini aptal yerine koymak istemedi.
- Tom didn't want to make a fool of himself.
Seni aptal yerine koymak zor mu?
- Is it hard to fool you?
Parayı ona verdiğim için beni enayi yerine koydu.
- She fooled me into giving her the money.
Tom gerçekten bizi enayi yerine koydu.
- Tom really fooled us.