mahsustur

listen to the pronunciation of mahsustur
Türkisch - Türkisch

Definition von mahsustur im Türkisch Türkisch wörterbuch

MAHSUS
Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır: "Vatan bizim kılıcımızın ekmeğidir
MAHSUS
Daima kendimize mahsus, kendimize münhasır biliriz."- N. Kemal. Özel: "Kayseri'nin sayın valisine mahsus selam ederim."- B. R. Eyuboğlu. Özel olarak, bilhassa
MAHSUS
Bize de böyle bir şeyler lazım..."- H. R. Gürpınar
MAHSUS
Özgü: "Her sanata mahsus aletler vardır
MAHSUS
(Osmanlı Dönemi) Aşikâr, belli, zâhir, meydanda
MAHSUS
(Osmanlı Dönemi) Duyulmuş. Hissedilmiş. Derk olunmuş. Duyulan
MAHSUS
Duyulan, anlaşılan, hissedilen
MAHSUS
Bilerek, isteyerek: "... kapıyı mahsus açık bırakmıştı."- A. İlhan. Şaka olarak, şakadan
MAHSUS
Belli, ortada, aşikâr
mahsus
Özgü
mahsus
(Osmanlı Dönemi) ayrılmış, tâyin edilmiş yalnız birine ait olan, hususileşmiş
mahsus
Özel olarak, bilhassa
mahsus
Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır
mahsus
Özel
mahsus
Şaka olarak, şakadan
mahsus
Bilerek, isteyerek
mahsustur
Favoriten