Türkisch - Englisch
Definition von mahsur im Türkisch Englisch wörterbuch
- besieged; surrounded
- confined to, limited to
- confined, cut off; stuck
- stuck (in), unable to move (from)
- cut off
- stuck
Because of the snow storm, Tom was stuck in Boston.
-Kar fırtınasından dolayı Tom Boston'da mahsur kaldı.
I'm stuck here in Boston because of the storm.
-Fırtınadan dolayı Boston'da burada mahsur kaldım.
- limited
- mahsur kalmak
- to be stuck in, be unable to move from (a place)
- mahsur kalmak
- to be stuck (in)
- mahsur kalmak
- be shut up
- mahsur kalmak
- besieged
- mahsur kalmak
- stuck in
I don't want to be stuck in an office all day.
-Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum.
- mahsur kalmak
- shut up
- mahsur kalmak
- stuck
I don't want to be stuck in an office all day.
-Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum.
I'm sick of being stuck at home.
-Evde mahsur kalmaktan bıktım.
- mahsur kalmak
- confined
- mahsur kalmak
- to be stuck in
- mahsur kalmak
- to be shut up
- Mahsur kalmak
- (Askeri) maroon
- fırtınadan mahsur kalmış
- stormbound
- kardan mahsur kalmak
- snow in
- kardan mahsur kalmış
- snowbound
- limanda mahsur kalmış
- weather bound
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von mahsur im Englisch Englisch wörterbuch
- {i} type of carp fish with large scales
Türkisch - Türkisch
Definition von mahsur im Türkisch Türkisch wörterbuch
- (Osmanlı Dönemi) Fersiz göz. Yorulmuş, uzun uzadıya bakmaktan donuklaşmış ve göremez olmuş göz
- (Osmanlı Dönemi) sınırlanmış, etrafı çevrilmiş
- Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş