The court sentenced him to death.
- Mahkeme onu ölüme mahkum etti.
He sentenced Brown to be hanged.
- O, Brown'ı asılmaya mahkûm etti.
Tom found the evidence we needed to convict Mary's killer.
- Tom, Mary'nin katilini mahkum etmemiz için ihtiyacımız olan delili buldu.
A jury convicted Layla for twenty years in jail.
- Jüri, Leyla'yı yirmi yıl hapse mahkûm etti.
A jury convicted Layla for twenty years in jail.
- Jüri, Leyla'yı yirmi yıl hapse mahkûm etti.