The director wanted the local Asahi reporter to go to the scene of the crime.
- Yönetmen yerel Asahi muhabirinin suç mahalline gitmesini istedi.
I sent Tom to Boston in my place.
- Tom'u benim mahallemde Boston'a gönderdim.
This neighborhood is a good place to raise a family.
- Bu mahalle, bir aileyi geçindirmek için iyi bir yerdir.
Layla's car was last spotted in the neighborhood a day before Sami's murder.
- Leyla'nın arabası en son Sami'nin öldürülmesinden bir gün önce mahallede fark edildi.