Çocuk hırsızlarının ona yapmasını söyledikleri gibi Tom işaretlenmemiş, kullanılmış paralar halinde bir milyon dolar topladı.
- Tom put together one million dollars in unmarked, used bills as the kidnappers had told him to do.
O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
- That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- Na'vi language is used in Avatar.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
- You used a condom for birth control, right?
Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.
- Linda does not dance much now, but I know she used to a lot.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
- Is eating fish as healthy now as it used to be?
Ne zaman yatmaya alışkınsın?
- What time are you used to going to bed?
O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- He is used to walking long distances.
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows is the most used operating system in the world.
Çin lahanası, Çin mutfağında kullanılan bir sebzedir.
- Bok choy is a vegetable used in Chinese cooking.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
- Is eating fish as healthy now as it used to be?
Futbol Japonya'da eskisinden daha popüler.
- Soccer is more popular in Japan than it used to be.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
- Is eating fish as healthy now as it used to be?
Tom eskiden olduğu kadar utangaç değil.
- Tom isn't as heavy as he used to be.
Tom eskiden basketbol antrenörü idi.
- Tom used to be a basketball coach.
Biz eskiden komşu idik.
- We used to be neighbours.
Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
- Tom isn't used to walking barefooted.
Askerler tehlikeye alışıktırlar.
- Soldiers are used to danger.