The ship transports raw materials from Indonesia.
- Gemi Endonezya'dan ham madde taşıyor.
Japan depends on imports for raw materials.
- Japonya ham madde açısından ithalata bağımlıdır.
We have one more item to discuss.
- Görüşmek için bir maddemiz daha var.
The police knew it was a hot item.
- Polis onun sıcak bir madde olduğunu biliyordu.
Please bring the matter forward at the next meeting.
- Lütfen gelecek toplantıda maddeyi öne sür.
Matter changes its form according to temperature.
- Madde sıcaklığa göre hal değiştirir.
The substance must be treated with acid.
- Bu madde, asite maruz kalmış olmalı.
Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
- Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
Glands secrete chemical substances into the body.
- Bezler vücuda kimyasal maddeler salgılar.
I'd like to know how the body absorbs these substances.
- Vücudun bu maddeleri nasıl emdiğini bilmek istiyorum.
What stuff is this jacket made of?
- Bu ceket hangi maddeden yapılıyor.
The philosopher's stone was a legendary substance capable of turning base metals into gold.
- Felsefe taşı baz metalleri altına dönüştürebilen efsanevi bir maddeydi.
I hope that Japan will abide by Article 9 of her Constitution.
- Japonya umarım anayasasının 9. maddesine uyar.
Read the article again.
- Sözleşme maddesini yine oku.