You grew up with too much materialism, and now you envy your neighbours.
- Çok fazla maddecilikle büyüdün ve şimdi komşularını kıskanıyorsun.
I don't think I'm materialistic.
- Maddeci olduğumu sanmıyorum.
I don't think I'm materialistic.
- Maddeci olduğumu sanmıyorum.
Your view of reality is too materialistic.
- Senin gerçekliğe bakışın fazla maddeci.
Japan imports various raw materials from abroad.
- Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.
The ship transports raw materials from Indonesia.
- Gemi Endonezya'dan ham madde taşıyor.
The police knew it was a hot item.
- Polis onun sıcak bir madde olduğunu biliyordu.
We have one more item to discuss.
- Görüşmek için bir maddemiz daha var.
Let's talk over the matter.
- Madde üzerinde konuşalım.
Matter changes its form according to temperature.
- Madde sıcaklığa göre hal değiştirir.
The substance must be treated with acid.
- Bu madde, asite maruz kalmış olmalı.
Carbon monoxide is a poisonous substance formed by the incomplete combustion of carbon compounds.
- Karbon monoksit karbon bileşiklerinin tam yanmamasından oluşan zehirli bir maddedir.
I would like to know how these substances are absorbed by the body.
- Ben bu maddelerin vücut tarafından nasıl emildiğini bilmek istiyorum.
I'd like to know how the body absorbs these substances.
- Vücudun bu maddeleri nasıl emdiğini bilmek istiyorum.
What stuff is this jacket made of?
- Bu ceket hangi maddeden yapılıyor.
The philosopher's stone was a legendary substance capable of turning base metals into gold.
- Felsefe taşı baz metalleri altına dönüştürebilen efsanevi bir maddeydi.
I hope that Japan will abide by Article 9 of her Constitution.
- Japonya umarım anayasasının 9. maddesine uyar.
Read the article again.
- Sözleşme maddesini yine oku.