Nancy asla zamanında varmaktan geri kalmaz.
- Nancy never fails to arrive on time.
O, zamanında varmak için koştu.
- He ran, so as to arrive on time.
İtfaiyeciler umutsuzca olay yerine ulaşmak için çalışıyorlar. Umarız çok geç olmadan varırlar!
- Firefighters are trying desperately to reach the scene of the accident. Let's hope they arrive before it's too late!
Erken gelmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll try my best to arrive early.
İşyerine ter içinde gelmek istemiyorum.
- I don't want to arrive all sweaty at work.
Viracopos'a sabah saat birde ulaştık.
- We arrived at Viracopos at one o'clock in the morning.
Okula saat dokuzdan önce ulaşmalısın.
- You should arrive at school before nine.
Erkek ahtapotlar çiftleşmeden birkaç ay sonra ölürler.
- Male octopuses die a few months after mating.
Çiftleşme sezonunda birçok hayvan güçlü güzel kokular çıkarır.
- During mating season many animals exude strong fragrances.