He struck a match and lit his cigarette.
He knew he had met his match.
The astonishing blow finished the match.
- Şaşırtıcı darbe maçı bitirdi.
No one can match him at tennis.
- Teniste kimse onunla maç yapamaz.
I'm glad that your team won the game.
- Takımınızın maçı kazandığına memnun oldum.
We watched the soccer game on TV.
- TV'de futbol maçı izledik.
Tom's bout went the full distance.
- Tom'un boks maçı son raunda kadar sürdü.
A fussy referee can ruin a bout.
- Titiz bir hakem maçı bozabilir.
Every good fighter needs a sparring partner.
- Her iyi dövüşçünün antreman maçı yapılan bir boksöre ihtiyacı vardır.
Tom's bout went the full distance.
- Tom'un boks maçı son raunda kadar sürdü.