mırıldanarak

listen to the pronunciation of mırıldanarak
Türkisch - Englisch
mumbling
crooning
murmuring
mırıldan
mumble

The shy boy mumbled his name. - Utangaç çocuk adını mırıldandı.

I heard him mumble to himself. - Onun kendi kendine mırıldandığını duydum.

mırıldan
{f} mumbling

He was mumbling something. - O bir şey mırıldanıyordu.

He's mumbling something. - O bir şey mırıldanıyor.

mırıldan
{f} murmuring
mırıldan
{f} murmur

I love you, she murmured and closed her eyes. - Seni seviyorum, diye mırıldandı ve gözlerini kapattı.

The shy pupil murmured his answer. - Utangaç öğrenci cevabını mırıldandı.

mırıldan
bumble
mırıldan
make a murmuring sound
mırıldan
{f} mutter

She is muttering to herself. - O kendi kendine mırıldanıyor.

Jose muttered the answer to the question asked by the teacher. - Jose öğretmen tarafından sorulan soruya cevabı mırıldandı.

mırıldan
made a murmuring sound
mırıldanarak
Favoriten