My salary doesn't allow us to live extravagantly.
- Benim maaşım bizim müsrifçe yaşamamıza izin vermez.
My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price.
- Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.
The lavishness of the party amazed everybody.
- Partinin müsrifliği herkesi şaşırttı.