mürekkep

listen to the pronunciation of mürekkep
Türkisch - Türkisch
(Hukuk) Oluşan, oluşmuş; birleşmiş, biraraya gelmiş
Yazı yazmak, desen çizmek veya basmak için kullanılan, türlü renklerde sıvı madde
Birleşmiş, birleşik. -den oluşmuş, -den olma: "Emri altında altışar kişiden mürekkep iki kıta vardı."- R. H. Karay
Bileşik
Birleşmiş, birleşik
Yazı yazmak, desen çizmek veya basmak için kullanılan, türlü renklerde sıvı madde: "Delikanlının elinden yere kocaman bir mürekkep şişesi düşüp patladı."- R. N. Güntekin
hibr
MÜREKKEP FAİZ
(Hukuk) Faize faiz yürütülmesi
mürekkep balığı
Kafadan bacaklılardan, ılıman ve sıcak denizlerde yaşayan, eti yenen, kendini korumak için siyah renkli bir sıvı salarak suyu bulandıran bir yumuşakça, supya (Sepia officinalis)
mürekkep olmak
oluşmak
mürekkep
Favoriten