Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

münasebetle

listen to the pronunciation of münasebetle
Türkisch - Türkisch

Definition von münasebetle im Türkisch Türkisch wörterbuch

MÜNASEBET
(Osmanlı Dönemi) İki şey arasındaki tenasüb, uygunluk, yakınlık, bağlılık, mensubiyet, yakışmak, vesile, alâka
Münasebet
(Osmanlı Dönemi) VECH
münasebet
İki şey arasındaki uygunluk
münasebet
(Osmanlı Dönemi) iki şey arasındaki uygunluk, yakınlık, bağlılık, yakışmak, vesile, alâka
münasebet
İlişik, ilişki, ilinti: "İzmir'den ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım."- Atatürk. İki şey arasındaki uygunluk: "Yüzle ahlak arasında herhâlde müthiş bir münasebet vardır."- S. F. Abasıyanık
münasebet
Sebep, vesile, gerekçe, neden
münasebet
İlişik, ilişki, ilinti
münasebetle
Favoriten