The reward of a thing well done is to have done it.
- İyi kotarılmış bir şeyin mükâfatı onu yapmış olmaktır.
Virtue is its own reward.
- Fazilet onun kendi mükafatıdır.
Virtue is its own reward.
- Fazilet onun kendi mükafatıdır.
You will be rewarded.
- Mükâfatlandırılacaksınız.
Eleven students received the award.
- On bir öğrenci mükafat aldı.