Majority of his clientele are poor people.
- Müşterilerinin çoğunluğu yoksul insanlardır.
To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
- Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
Many clients come to that lawyer for advice.
- Birçok müşteri o avukata tavsiye için gelir.
We had no customers, so we shut the shop early.
- Müşterimiz yoktu, bu yüzden mağazayı erken kapattık.
I'm expecting a customer today.
- Bugün bir müşteri bekliyorum.
We had no customers, so we shut the shop early.
- Müşterimiz yoktu, bu yüzden mağazayı erken kapattık.
It was early spring, so there weren't many customers.
- Erken ilkbahardı, bu yüzden çok sayıda müşteri yoktu.
This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
- Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
Majority of his clientele are poor people.
- Müşterilerinin çoğunluğu yoksul insanlardır.
We had no customers, so we shut the shop early.
- Müşterimiz yoktu, bu yüzden mağazayı erken kapattık.
There are few customers today.
- Bugün az müşteri var.
He's been a patron of this store for many years.
- O yıllardır bu mağazanın bir müşterisi.
Shoppers crowded the streets.
- Müşteriler caddeleri doldurdu.
Mary is a mystery shopper.
- Mary gizli müşteridir.
Most home buyers have very little imagination.
- Çoğu ev müşterisinin çok az hayal gücü vardır.
I hope I can find a buyer for this.
- Umarım bunun için bir müşteri bulabilirim.