O, kızını baygın halde kaldırımda yatarken gördü. - She saw her daughter lying on the sidewalk, unconscious.
O, kızını baygın halde kaldırımda yatarken gördü.
She saw her daughter lying on the sidewalk, unconscious.
Uyandığında kendini hastanede bir yatakta yatarken buldu. - He awoke to find himself lying on the bed in the hospital.
Uyandığında kendini hastanede bir yatakta yatarken buldu.
He awoke to find himself lying on the bed in the hospital.