Aynı şekilde, sıradan insanların böylesine lüks malları satın almaya parasal güçleri yetemez.
- As it is, ordinary people cannot afford to purchase such luxuries.
Sanat bir lüks değil fakat bir gerekliliktir.
- Art is not a luxury, but a necessity.
O lüks içinde yaşardı.
- She used to live in luxury.