It took ten years to build the amusement park.
- Lunaparkı yapmak on yıl aldı.
In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?
- Lunaparkta Mary yalnız başına ağlayan bir oğlan buldu ve yumuşak bir sesle Merhaba yavrum, sorun nedir? Kayıp mı oldun? Seni Kayıp Çocuklar Şubesine götüreyim mi? dedi.
Life is like a roller coaster ride.
- Hayat hızlı bir lunapark trenine binmek gibi bir şey.