Bilirsin çok şanslısın! Böyle bir şey bir ömür boyu sadece bir kez olur.
- You're very lucky you know! A such thing happen only once in a lifetime.
Allan şanslıydı ve vergi muhasebesi sınavını geçti.
- Allan was lucky and passed the tax accountant examination.
The downed pilot is very lucky to be alive.
a lucky hour.