Biz Quebec eyaletinin dil akademilerindeki en düşük fiyatı garanti ediyoruz.
- We guarantee the lowest price in language academies in the province of Québec.
Mutlak sıfır, mümkün olan en düşük sıcaklıktır.
- Absolute zero is the lowest possible temperature.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Düşük ısılar suyu buza çevirir.
- Low temperatures turn water into ice.
Mississippi'nin en alçak noktası nedir?
- What is the lowest point in Mississippi ?
Bira malt içeriğine göre vergilendirilir, bu yüzden düşük maltlı bira daha ucuzdur.
- Beer is taxed according to its malt content, so low-malt beer is cheaper.
Sandalye benim için çok alçak.
- The chair is too low for me.
Adam alçak sesle konuştu.
- The man spoke in a low voice.
Tom'un pes bir sesi var.
- Tom has a low-pitched voice.
Aşağıya eğil. Tavan çok alçak.
- Bend down. The ceiling is very low.
Uçak çok alçaktan uçuyordu.
- The airplane flew very low.
Helikopter şimdi çok alçaktan uçuyor.
- The helicopter is flying very low.
Lütfen alçak sesle konuşun.
- Please speak in a low voice.
Adam alçak sesle konuştu.
- The man spoke in a low voice.
Alt dudak, üst dudaktan daha büyüktür.
- The lower lip is bigger than the upper lip.
Sırtımın alt tarafında berbat bir ağrım var.
- I have a bad pain in my lower back.
Norveç'in çok düşük bir nüfus yoğunluğu var.
- Norway has a very low population density.
Nehirin seviyesi çok düşük.
- The river is very low.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
- The actual price was lower than I had thought.
Yağmurun yağma ihtimali zayıf.
- The chance of rain is low.
Bu, pil zayıf olduğu için çok iyi çalışmıyor.
- It doesn't work so well because the battery is low.
Öğrenci düşük notun adil olmadığını hissetti.
- The student felt that her low grade was not just.
Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.
- His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.
Tepede bir sürü bodur ağaçlar büyümektedir.
- Lots of low trees grow on the hill.
The lowest common denominator of 1/6 and 3/10 is 30.
Reality TV really is appealing to the lowest common denominator in audiences.
And some they brought the brown lint-seed, and flung it down from the Low. (Mary Howitt, Ballads and other poems 1847).
A barrow or Low, such as were usually cast up over the bodies of eminent Captains. (Robert Plot, The natural history of Staffordshire, 1686; cited after OED).
Generally, European men have lower voices than their Indian counterparts.
Now that was low even for you!.
Shift out of low before the car gets to eight miles per hour.
... to the lowest levels in 20 years. Oil production is up, natural gas production is up, and, ...
... lowering our oil imports to the lowest levels in 16 years. Now, I want to build on that. ...