Alkol kısıtlamayı düşürür.
- Alcohol lowers inhibitions.
Hükümet vergileri düşürmek için niyetini açıkça ifade etti.
- The government clearly stated its intention to lower taxes.
Plan öncelik ve aciliyeti düşürmektedir.
- Being less urgent, this plan is lower in priority.
Sırtımın alt tarafında berbat bir ağrım var.
- I have a bad pain in my lower back.
Benim sol alt arka dişim ağrıyor.
- My lower left back tooth hurts.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
- The actual price was lower than I had thought.
Hannover Aşağı Saksonya'nın başkentidir.
- Hanover is the capital of Lower Saxony.
Fiyatlarımız şimdi daha düşük!
- Our rates are now lower!
Bir öğretmenin aylığı bir avukatınkinden daha düşüktür.
- The salary of a teacher is lower than that of a lawyer.
İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..
- Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback.
Hükümet düşük gelirli aileler için vergileri düşürdü.
- The government lowered taxes for lower-income families.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
- The actual price was lower than I had thought.
Lowered softly with a threefold cord of love Down to a silent grave. Alfred Tennyson.