Plan öncelik ve aciliyeti düşürmektedir.
- Being less urgent, this plan is lower in priority.
Hükümet vergileri düşürmek için niyetini açıkça ifade etti.
- The government clearly stated its intention to lower taxes.
Tom alt rafa bir şey koymak için çömeldi.
- Tom squatted down to put something on the lower shelf.
Benim sol alt arka dişim ağrıyor.
- My lower left back tooth hurts.
Hannover Aşağı Saksonya'nın başkentidir.
- Hanover is the capital of Lower Saxony.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
- The actual price was lower than I had thought.
Büyük mağazaları tercih ederim: fiyatlar daha düşüktür.
- I prefer department stores: the prices are lower.
Fiyatlarımız şimdi daha düşük!
- Our rates are now lower!
Tom fiyatı düşürmek için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to lower the price.
Tom onun ev sahibi kirayı düşürdüğü için mutlu oldu.
- Tom was happy that his landlord lowered the rent.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
- The actual price was lower than I had thought.
Lowered softly with a threefold cord of love Down to a silent grave. Alfred Tennyson.
... or ' or poor kids or ' or lower-income kids, rather. I want them to be able to go ...
... at the same time lower exemptions and deductions, particularly for people at the high end? Because ...