Biz pahalı olmayan bir otelde kaldık.
- We stayed at an inexpensive hotel.
Pahalı, her zaman pahalı olmayandan daha iyi değildir.
- Expensive is not always better than inexpensive.
Dört gece için sahip olduğunuz en ucuz odayı istiyorum.
- I'd like the most inexpensive room you have for four nights.
Tom onun mahallesinde yaşayan çocuklara vermek için bir sürü ucuz kameralar aldı.
- Tom bought a bunch of inexpensive cameras to give to children who lived in his neighborhood.
Genellikle çok düşük fiyatlarla satılıyor.
- It generally sells at very low prices.